Hizmet / Ticari Kazanç Kaybı Tazminatı

MOTORLU TAŞITLARIN DÂHİL OLDUĞU TRAFİK KAZALARINDA

MOTORLU TAŞITLARIN DÂHİL OLDUĞU TRAFİK KAZALARINDA

Ticari Kazanç Kaybı Tazminatı - Kazanç Kaybı Nedir - Kazanç Kaybı Hesaplama
Ticari Kazanç Kaybı Tazminatı Nedir: Hasar gören aracın onarım süresi boyunca kullanılamaması ya da iÅŸletilememesi sebebiyle ortaya çıkan zarar, ticari araçlarda (taksi, otobüs, servis, minibüs ve diÄŸer ticari araçlar) “Ticari Kazanç Kaybı Tazminatı‘nın konusunu oluÅŸturmaktadır.
Onarım süresince kullanılamayan araçlardan dolayı kazada kusuru bulunan araç sahibi ve sürücüsü müteselsil olarak sorumludur. Trafik kazası sebebiyle hasar gören aracın onarım süresince çalıştırılamaması sebebiyle oluÅŸan “kazanç kaybı”, trafik sigortası kuvertürü dışında kalmaktadır.
Borçlar Hukuku’na göre, bir ÅŸeyin kısmen hasar görmesinden veya kullanılamamasından dolayı oluÅŸacak olan zarar, buna neden olan kiÅŸilerden talep edilebilmektedir. Uygulamada en sık kullanılan yol, sorumlu kiÅŸilere karşı, icra takibi yapmaktır. Yapılan takibe karşı çoÄŸunlukla, bir itiraz gelmemekte ve ÅŸirketlere karşı yapılan takipler zamanında ödeme ile sonuçlanmaktadır.
Araç, trafik kazası sonucunda zarar görmüÅŸ ise, onarım süresince kullanılamayacağından, aracın kullanış amacına göre, mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Bu zarar belirlenirken, aracın hangi amaçla kullanıldığı, hangi güzergahlar arasında kullanıldığı, araç kullanılırken yapılacak olan yakıt, ÖGS/HGS gibi zorunlu giderler hesaba katılmalıdır.
EÄŸer, uÄŸranılan zarara iliÅŸkin yeterince delil sunulamıyorsa, Borçlar Kanunu 50. maddesi gereÄŸi, hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiÄŸi üzere, Ticari Araç Kazanç Kaybı için sigortanın sorumluluÄŸuna gidilememektedir. Ayrıca sigorta ÅŸirketlerinin uygulamaları sebebiyle onarım süresi uzayan ya da aracın perte çıkması nedeniyle hasar ödemesi geciken araçlarla ilgili de sigorta ÅŸirketlerinin sorumluluÄŸuna gitmek mümkündür.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ E. 2018/3493 K. 2018/1683 T. 6.12.2018
Dava trafik kazasından kaynaklı araç mahrumiyeti sebebiyle uÄŸranılan zararın araç iÅŸleteninden tahsiline yönelik haksız fiile dayalı tazminat davasıdır.
2918 Sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı iÅŸletenin kesin olarak gösteren bir karine deÄŸilse de onun kim olduÄŸunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliÄŸindedir. Ancak trafik kaydına raÄŸmen iÅŸletenliÄŸin üçüncü kiÅŸi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kiÅŸidir. Ancak, ilgili tarafından baÅŸka bir kiÅŸinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere iÅŸlettiÄŸi ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduÄŸu ispat edilirse, bu kimse iÅŸleten sayılır.” ÅŸeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın iÅŸletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir ÅŸeyin zarara uÄŸramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teÅŸebbüsün ünvanı veya iÅŸletme adı altında veya bu teÅŸebbüs tarafından kesilen bilet ile iÅŸletilmesi halinde, motorlu aracın iÅŸleteni ve baÄŸlı olduÄŸu teÅŸebbüsün sahibi, doÄŸan zarardan müÅŸtereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiÅŸtir.
Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiÅŸ ise de araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir baÅŸka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin iÅŸleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının iÅŸleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleÅŸmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı … Tic.San. A.Åž. kayıt maliki olup kayden iÅŸletendir. Fakat yukarıda açıklandığı üzere 2918 Sayılı KTK’nın 85. maddesi gereÄŸince iÅŸletenlik sıfatı deÄŸiÅŸebilmektedir.
Davalı ÅŸirket cevabında 40.000 araçlık bir filo ile araç kiralama iÅŸi ile uÄŸraÅŸtığını, bu sıfatı nedeni ile müteaddit kez diÄŸer davalı ile ÅŸirket aracı kiralama sözleÅŸmeleri yapılarak araç teslim ettiÄŸini iddia etmektedir. Bu iddiasının doÄŸru olması ve uzun süreli kiracılık nedeniyle fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının deÄŸiÅŸmesi halinde iÅŸletenlik sıfatının sona erdiÄŸi kabul edilebilir.
Mahkemece, kazaya karışan aracın … Otomotiv mülkiyetinde olduÄŸunu, … kira sözleÅŸmesi ile …’a 29/06/2016-21/07/2016 tarihleri arasında kiralandığının tespit edildiÄŸi, süre dolunca … plakalı araç teslim formuna dayanarak 10/10/2016 tarih saat 20:20 de davaya konu kazanın sürücüsü …’ a tekrar kiralandığı, kazaya karışan aracın sürücü …’ da 3 ay kaldığını, 27/10/2016 tarihinde 4.209,06 TL’lik araç kira faturasının düzenlendiÄŸi, davalının muhasebe kayıtlarına.. yevmiye numarası ile 27/11/2016 tarihinde 7.070,58 TL’lik araç kira faturasının… yevmiye numarası ile son ay kaza yapılan ay olan 12. ay faturasının da 3.261,38 TL olarak … yevmiye numarası ile kayıt altına alındığının tespit edildiÄŸi, bu sözleÅŸmeler uzun süreli kiralama olarak nitelendirilerek iÅŸleten sıfatının deÄŸiÅŸtiÄŸi gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiÅŸ ise de varılan sonuç eksik incelemeye dayalıdır.
Taraflar arasındaki kira sözleÅŸmelerinin aynı araca iliÅŸkin olup olmadığı, kesintisiz olup olmadığı, dolayısıyla kazaya karışan araç için davalılar arasında tanzim edilen uzun süreli ve üçüncü kiÅŸileri baÄŸlayacak güçte bir kira sözleÅŸmesinin bulunup bulunmadığı hususlarının araÅŸtırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.